Yılmaz Özdil, 30 Temmuz 2024 tarihli yayınında Erdoğan’ın İsrail çıkışı sonrası sosyal medyadaki yorumları, Cervantes’in Don Kişot romanı ile Öner Seyfettin’in Pembe İncili Kaftan hikayesi ile değerlendiriyor.

Cervantes Don Kişot’u yazdı. İronik bir anlatımla kendini şövalye zannedenlerle alay etti. Ömer Seyfettin ise maalesef pembe incilik haftanı yazdı, diplomasi adı altında böyle kendimizi dev aynasında görmemize sebep oldu. Don Kişot yel değirmenlerini dev zannediyordu, biz bu pembe incili kaftanla kendimizi dev zannediyoruz.

Yılmaz Özdil, 30.07.2024

Videoda bahsedilen diğer konular:

• 1917’de İngilizlerin Kudüs’e girmesi
• 1967 yılındaki İsrail’in Amerikan gemisini vurması
• Ak Parti Rize Milletvekili’nin kısırlaştırma ile ilgili sözleri

Öne Çıkan Başlıklar

• Don Kişot Romanının Teması: Yılmaz Özdil, Cervantes’in “Don Kişot” romanının ironik ve eleştirel yapısını anlatarak, kahramanlık iddiasındaki hayalperest karakterlerin aslında gerçeklikten kopuk olduklarını ve bu tür kişilerin tarihte her dönemde var olduklarını vurgular.
• Türkiye’nin Güncel Durumu ve Dış Politikası: Özdil, Türkiye’nin güncel politikalarını Don Kişot’un hayalperestliğiyle kıyaslayarak, liderlerin gerçeklerden kopuk söylemlerini ve politikalarını eleştirir. İsrail, Libya, Suriye gibi dış politika konularında yapılan hataları ve bu hataların sonuçlarını örneklerle açıklar.
• Tarihsel İhanetler ve Yanlış Diplomasi: Filistin’deki tarihsel ihanetleri ve Türkiye’nin geçmişte yaptığı diplomatik hataları anlatır. Kudüs’ün kaybedilmesi ve Arapların ihanetleri gibi konulara değinerek, tarihsel bilincin eksikliğine dikkat çeker.
• Mehter Marşı ve Askeri Güç Yanılgısı: Özdil, Türkiye’nin askeri güç gösterilerinin ve mehter marşlarıyla yapılan motivasyonun, gerçeklikten kopuk bir hayal dünyasında yaşamak olduğunu vurgular. İsrail’in Amerikan gemisi Liberty’ye saldırısını örnek göstererek, askeri güç kullanmanın tehlikelerine dikkat çeker.
• AKP ve Gülünç Açıklamalar: AKP milletvekilleri ve bakanlarının yaptığı gülünç ve mantık dışı açıklamaları sıralayarak, bu tür söylemlerin toplumun gerçeklikten kopuk olduğunu ve iktidarın devam etmesine şaşırılmaması gerektiğini belirtir. Özellikle ekonomik kriz ve dış politika konularında yapılan açıklamaların absürtlüğüne dikkat çeker.